Archive for Eylül 2008
Aşağıda ingilizce sözler ve türkçe anlamları yer almaktadır. Burada ingilizce kelime ve ingilizce sözlerin karşılıklarına bakarak kendi cümlelerinizi oluşturabilirsiniz. İngilizce sözler listesi sürekli güncellenecektir.
İngilizce Sözler ve Türkçe Anlamları
| Are you in that photo? | O resimdeki sen misin? |
| Be happy.. | Mutlu kal.. |
| Because | Çünkü |
| Becomes you. | Sana yakışıyor. |
| But don’t forget that many thing can make you happy. |
Ama bir çok şeyinde sana kendini mutlu hissettirebileceğini unutma. |
| Did your day pass bad;y? | Günün kötü mü geçti? |
| Do you have . . . ? | . . . var mı ? |
| Do you have time for . . . | . . . İçin vaktin var mı? |
| Do your days pass badly? | Günlerin kötü mü geçiyor? |
| Don’t annoy. | Sıkma canını. |
| Don’t sadden! | Üzülme! |
| Dont be sad | Üzülme |
| Even if I don’t meet you | Seni tanımasamda. |
| For what were you bored? | Canın bir şeye mı sıkıldı? |
| For you to had a good | İyi geçtiğine |
| Has meaningful lyrics | Sözleri çok anlamlı. |
| He/She It’s Broke for me. | Bana kırıldı. |
| Hope from many things | Bir çok şeyden umut etmek. |
| How are you feeling today? | Bugün kendini nasıl hissediyorsun? |
| How beautiful to meet you | Sizinle tanışmak ne kadar güzel. |
| How long do you plan on staying? | Ne kadar kalmayı planlıyorsun? |
| How was your day? | Günün nasıldı? |
| How’s it going? | Nasıl Gidiyor? |
| I am always here | Ben hep buradayım. |
| I am by you. | Ben senin yanındayım. |
| I am getting some help for my writings to you |
Sana karşı yazacaklarım için yardım alıyorum. |
| I am getting some help for subjects | Bazı konularda yardım alıyorum. |
| I am making | Yapıyorum. |
| I am so cheerful person | Ben çok neşeli biriyim. |
| I don’t never resent. | Sana asla kızmam. |
| I don’t resent. | Sana kızmam. |
| I have a good imagination. | Hayal gücüm çok yüksektir. |
| I have completed lots of . . . | Bir sürü . . . bitirdim. |
| I hope that you have the best ones you want. |
Umarım her şeyin en güzeline sahip olursun. |
| I hope you ll like | Umarım beğenirsin. |
| I hope you ll like when you see. | Görünce umarım beğenirsin. |
| I hope you wont be angry. | Umarım kızmazsın. |
| I listen to this song sometimes. | Ben arasıra bunu dinlerim. |
| I listen to you. | Seni dinlerim. |
| I studied hard today, too. | Bugün çok çalıştım. |
| I thank you for your good opinions. | Güzel düşüncelerin için teşekkür ederim. |
| I thought that you were sorry for something. |
Ben senin bir şeye üzgün olabileceğini düşündüm. |
| I will be with you forever | Daima yanında olacağım. |
| If only there were something I could… | Keşke yapabileceğim bir şeyler olsa. |
| If u want | Eğer istersen. |
| If you are upset, what makes you upset? | Eğer üzgünsen seni üzen nedir? |
| I’m sorry, I’ve forgetten you name. | Özür dilerim. İsminizi unuttum |
| In life many things can make you upset. | Hayatta bir çok şey seni üzebilir. |
| It doesn’t work. | Çalışmıyor. |
| It’s Broke | Kırıldı |
| It’s connect people to life that. | İnsanı yaşama bağlayan tek şey. |
| i am very happy | Çok sevindim / Çok mutluyum |
| i studied hard today, too. | Bugün çok çalıştım. |
| i will show you a site. | Sana bir site göstereceğim. |
| i will show you a song. | Sana bir şarkı göstereceğim. |
| it describes me | Beni anlatıyor. |
| just so, u want | Yeter ki iste. |
| Long time no see. | Uzun zamandır görüşemiyoruz. |
| Look around to the world like u want | Dünyayı istediğin gibi gezebilirsin. |
| Look out! | Dikkatli ol. |
| Maybe everything can get better. | Belki her şey düzelir. |
| Meanwhile | Bu arada |
| My English not very good. | Benim ingilizcem iyi değil. |
| My sixth sense says | 6. hissim söylüyor. |
| My writings to you | Sana karşı yazdıklarım. |
| Not too good. | Pek iyi degilim. |
| Shouldnt threaten u | Seni korkutmamalı |
| So and So. | Şöyle böyle. |
| Take care for yourself | Kendine iyi bak. |
| The future doesn’t come to u. | Gelecek sana gelmez. |
| The next | Bir sonraki |
| Try to be strong | Güçlü olmaya çalış. |
| Try to think well | İyi şeyleri düşünmeye çalış. |
| Try to think well. | İyi düşünmeye çalış. |
| U can create. | Sen yaratırsın. |
| U don’t need wait | Beklemene gerek yok. |
| U don’t need wait to time | Zamanı beklemene gerek yok. |
| U love to some things that didnt love |
Sevmediğin şeyleri sevebilirsin. |
| Watch out! | Dikkat et. |
| Were you sorry for anything? | Bir şeye mi üzüldün? |
| You can share your problems with me. | Benimle dertlerini paylaşabilirsin. |
| You never break my heart. | Beni asla kırmazsın. |
| You re so | Sen çok |
| You will success | Başarırsın. |
İngilizce Türkçe 
Son Yorumlar